Kümüş & Yüksel Partners Logo

Tutuklanan Kişilerin Hakları Nelerdir?

CEZA HUKUKU
04 Ağu 2025
Post görseli

TUTUKLANAN KİŞİNİN HAKLARI

Tutuklama tedbiri, kişinin özgürlüğünü kısıtlasa da, tutuklanan bireyin temel hakları Anayasa, Ceza Muhakemesi Kanunu (“CMK”) ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Bu haklar, adil bir yargılanma sürecinin ve insan onurunun korunmasının vazgeçilmez unsurlarıdır.

1. Tutuklanma veya Suçlanma Nedenlerini Öğrenme Hakkı

Tutuklanan her birey, neden tutuklandığını veya hangi suçla suçlandığını derhal öğrenme hakkına sahiptir. Bu hak, Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının temel bir unsuru olarak Anayasa Mahkemesi içtihatlarıyla pekiştirilmiştir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (“AİHS”) 6. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde de açıkça düzenlenmiştir.

Kişiye isnat edilen suçun niteliği ve sebebi, en kısa sürede, kişinin anlayacağı bir dilde ve ayrıntılı olarak bildirilmelidir. Bu, sadece suçun adının söylenmesiyle sınırlı kalmayıp, olayın nerede, ne zaman ve nasıl gerçekleştiği gibi ana hatlarıyla anlatılmasını gerektirir. Bu bilgilendirme, kişinin savunmasını etkin bir şekilde hazırlayabilmesi için hayati öneme sahiptir. Yakalanan veya tutuklanan kişiye, hâkim önüne çıkarılmadan ve tutuklanmadan önce suçlamanın bildirilmesi zorunludur. Bu bilgilendirme yükümlülüğü, devletin, bireyin kendini savunma imkânını güvence altına alma konusundaki proaktif rolünü vurgular.

2. Haklarını Öğrenme Hakkı (Bilgilendirilme Hakkı)

Tutuklanan kişi, tutuklama anından itibaren sahip olduğu tüm yasal haklar konusunda derhal ve eksiksiz olarak bilgilendirilmelidir. Bu bilgilendirme, mümkünse yazılı olarak yapılmalı, yazılı bildirimin mümkün olmadığı durumlarda ise sözlü olarak derhal ve kişinin anlayacağı bir dilde ve şekilde gerçekleştirilmelidir. Bu hak, adil yargılanma sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır ve bireyin savunma hakkını etkin bir şekilde kullanabilmesinin ön koşuludur. Hakların zamanında ve doğru bir şekilde bildirilmesi, bireyin hukuki süreçteki konumunu anlamasına ve potansiyel hak ihlallerine karşı kendisini korumasına olanak tanır.

3. Kanıtlara Erişim Hakkı

Tutuklu, savunma hakkını sağlıklı bir şekilde kullanabilmek için hakkında toplanan bütün delillere ve kanıtlara erişme hakkına sahiptir. Bu hak, isnat edilen haksız suçlamaları reddedebilmesi, lehine olan delilleri savunmasında kullanabilmesi ve genel savunma stratejilerini belirleyebilmesi açısından son derece önemlidir.

  • Soruşturma Gizliliği ve Müdafiin Dosya İnceleme Yetkisi (CMK m.153): Kural olarak, ceza soruşturması işlemleri gizli yürütülür. Bu gizlilik ilkesi, bir yandan suçla ilgili delillerin karartılması tehlikesini önlerken, diğer yandan da kişinin lekelenmeme hakkını güvence altına alır. Ancak, bu gizlilik mutlak değildir ve savunma hakkının kısıtlanmasına yol açamaz. Müdafi (avukat), soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.
  • Kısıtlamalar: Cumhuriyet savcısı, soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği kanaatindeyse, CMK m.153/2'de listelenen belirli katalog suçlarla ilgili soruşturmalarda hakim kararıyla müdafiin dosya inceleme yetkisini kısıtlayabilir. Bu kısıtlama, delil karartma veya tanıklar üzerinde baskı gibi riskleri bertaraf etmeyi amaçlar.
  • Kısıtlamanın İstisnaları: Ancak, bu kısıtlama dahi mutlak değildir. Tutuklu veya şüphelinin ifadesini içeren kayıtlar, bilirkişi raporları ve tutuklu/şüphelinin hazır bulunmasına yetki verilen diğer adli işlemlerle ilgili kayıtlar bu kısıtlamanın dışındadır. Bu belgelere erişim, savunma hakkının özü gereği mutlak bir haktır ve engellenemez.
  • İddianamenin Kabulünden Sonra: Soruşturma tamamlanıp iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren ise müdafi, dosya içeriğinin tamamını ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir. Bu aşamada, soruşturmanın gizliliği ilkesinin önemi azaldığı için savunma hakkı daha geniş bir şekilde tanınır. Suçtan zarar görenin vekili de bu haklardan yararlanır. Soruşturma gizliliği ile kanıtlara erişim hakkı arasındaki bu denge, ceza muhakemesinde "silahların eşitliği" ilkesinin sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir.

4. Avukat Yardımından Yararlanma Hakkı (Müdafi Seçimi ve Zorunlu Müdafilik)

Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin (avukatın) yardımından yararlanma hakkına sahiptir. Kişi kendi müdafiini seçebilir; eğer müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde kendisine bir müdafi görevlendirilir.

Zorunlu Müdafilik Halleri (CMK m.150/2-3): Türk hukukunda, bazı durumlarda şüpheli veya sanığın istemi aranmaksızın kendisine müdafi görevlendirilmesi zorunludur. Bu durumlar, bireyin savunma hakkının tam olarak korunmasını sağlamak amacıyla getirilmiş önemli güvencelerdir:

  • Müdafi bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk (18 yaşından küçük), kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.
  • İsnat edilen suçun alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada da istem aranmaksızın müdafi görevlendirilir. Bu tür suçlara örnek olarak suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kasten öldürme, organ veya doku ticareti, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçları sayılabilir.
  • Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafinin yardımından yararlanır; müdafi bulundurulmadan tutuklama kararı verilmemesi gerekir. Bu, tutuklama gibi ciddi bir özgürlük kısıtlamasının ancak hukuki yardım eşliğinde gerçekleşebileceğini güvence altına alır.
  • Gözlem altına alınma durumunda da zorunlu müdafilik söz konusudur.
  • Gözaltı süresinin sonunda kişi serbest bırakılmazsa, Sulh Ceza Hakimi önüne çıkarılıp sorguya çekilirken müdafi hazır bulunur.
  • Avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz. Avukat ile yapılan görüşmeler denetime tabi değildir. Zorunlu müdafilik kavramı, devletin, bireylerin kendi başlarına etkili bir savunma yapamayacakları durumları veya ağır suçlamalarla karşı karşıya kaldıkları halleri tanıyarak, adil yargılanma hakkını güvence altına alma konusundaki kararlılığını gösterir.

5. Susma Hakkı

Susma hakkı, bireylerin ceza soruşturması ve kovuşturması süreçlerinde kendilerini suçlayacak beyanda bulunmaktan kaçınmalarını sağlayan temel bir insan hakkıdır. Bu hak, Anayasa'nın 38. maddesinin 5. fıkrası ve CMK'nın 147. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ile güvence altına alınmıştır. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi kapsamında da korunmaktadır.

Şüpheliye yüklenen suç anlatıldıktan sonra, susma hakkının olduğu açıkça bildirilmelidir. Bu bilgilendirme, kişinin yakalama ve gözaltı anında, ifadesi alınmaya başlanmadan önce hatırlatılmalıdır.

Susma hakkı, kişinin kendini suçlamaya zorlanmaması, kendi aleyhine delil sunmaya mecbur bırakılmaması ve zorla ifade vermeye zorlanmaması güvencelerini kapsar. Bu, bireyin kendi beyanına dayanılarak mahkum edilmesini engelleyen en önemli güvencelerden biridir.

Susma hakkı, kişinin kimlik bilgilerini kapsamaz; kimlik bilgisini vermemek kabahat, kimlik bilgisi ile ilgili yalan beyanda bulunmak ise suçtur. Ancak, kimlik bilgisi dışındaki sorulara cevap verme zorunluluğu yoktur.

Susma hakkını kullanmak, kişinin suçlu olduğu yönünde bir kanaat oluşturmaz ve bireyin lehine ya da aleyhine kullanılmamalıdır. Aleyhine yorum yapılamaz, savunma hakkını kullandığı için cezalandırılamaz veya indirim gibi haklardan mahrum bırakılamaz. Bu durum, hukukun, ispat yükünü tamamen iddia makamına yüklediğini ve bireyin kendi aleyhine delil üretmeye zorlanamayacağını açıkça ortaya koyar. Susma hakkının bu denli güçlü bir şekilde korunması, adil yargılanma hakkının temel bir güvencesidir.

6. Kefaletle (Güvenceyle) Salıverilmeyi İsteme Hakkı

Tutuklama yerine veya tutuklandıktan sonra güvence (kefalet) bedeli ödenmesi karşılığında şüpheli veya sanığın serbest bırakılması mümkündür. Bu, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda düzenlenen adli kontrol tedbirlerinden biridir ve kuvvetli suç şüphesi ile tutuklama nedeninin varlığı halinde uygulanabilir. Kefalet, özgürlükten mahrumiyetin en ağır biçimi olan tutuklamaya alternatif olarak, yargılamanın amacına daha az kısıtlayıcı bir yöntemle ulaşılmasını sağlar.

  • Güvence Bedelinin Amacı: Güvence bedeli, şüpheli veya sanığın yargılama sürecindeki tüm usuli işlemlere (örneğin sorguya veya duruşmalara) katılmasını, hakkında verilecek hükmün infazını ve ayrıca katılanın yaptığı masraflar, suçtan kaynaklanan zararların giderilmesi, nafaka borçları, kamusal giderler ve para cezaları gibi belirtilen ödemelerin yapılmasını teminat altına almayı amaçlar. Bu, kefaletin sadece kişinin mahkemeye gelmesini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda suçun mağdurları ve kamu için doğan mali yükümlülükleri de güvence altına aldığını gösterir.
  • Yetkili Merciler: Soruşturma aşamasında güvence bedeliyle serbest kalma kararı Sulh Ceza Hakimliği'ne aittir. Kovuşturma aşamasında ise bu kararı, davaya bakan ceza mahkemesi verebilir. Verilen karara itiraz edilmesi üzerine, itirazı inceleyen mahkeme de güvence bedeli yatırılması yönünde karar verebilir.
  • Ödeme Yeri ve İade: Belirlenen güvence bedeli maliye veznesine yatırılır ve ödemeden sonra beş gün içinde makbuzun ilgili birime ibraz edilmesi gerekir. Hakkında takipsizlik veya beraat kararı verilmesi üzerine, güvence miktarı şüpheliye iade edilir. Bu süreç, hukuki yardım alınmasını gerektiren karmaşık aşamalardan oluştuğu için avukat desteği kritik öneme sahiptir.

7. Yakınlarıyla Görüşme Hakkı

Tutuklanan kişinin, ailesi ve yakınlarıyla iletişim kurma hakkı, temel insan haklarından biri olarak kabul edilir ve psikolojik refahı açısından büyük önem taşır. Tutuklanan kişinin yakınlarına durumu bildirme hakkı vardır. Şüpheli kimi belirtmişse ona bildirim yeterlidir; isim belirtmezse bir yakınına durum bildirilir. Yabancı uyruklu ise, yazılı karşı çıkmaması halinde, tutuklandığının vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna Cumhuriyet Savcılığı tarafından bildirilmesi gerekir.

Hükümlü ve tutuklular, anne, baba, eş, çocuk ve torunlarıyla ayda bir gün açık görüş yapabilirler. Görüş günleri ceza infaz kurumu tarafından belirlenir. Açık ziyaretler, bir saatten fazla olmamak kaydıyla 09.00 - 17.00 saatleri arasında yaptırılır. Dini ve milli bayramlarda ve özel günlerde de açık görüş hakkı tanınır.

Ziyaret edebilecek kişiler, kan ve kayın hısımlarını, vasi veya kayyımı kapsar. Ayrıca, belirli sayıda ek ziyaretçi bildirme hakkı da bulunmaktadır. Ziyaretlerde konuşmaların Türkçe yapılması esastır; ancak tutuklu Türkçe bilmiyorsa veya yakını bilmiyorsa başka dilde görüşmeye izin verilir ve görüşme kaydedilir. Bu, kültürel ve dilsel çeşitliliğe duyarlılığı gösterirken, güvenlik endişelerini de gidermeyi amaçlar.

Kısıtlamalar: Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hakim veya mahkeme, soruşturmanın veya davanın selameti bakımından tutuklunun ziyaretçi kabulünü yasaklayabilir veya bu hususta kısıtlamalar koyabilir. Ancak, bu kısıtlamalar avukat görüşmelerini kapsamaz. Avukat ile yapılan görüşmeler denetime tabi değildir ve konuşulanların başkaları tarafından duyulamayacağı bir ortamda gerçekleşmelidir. Bu durum, savunma hakkının gizliliğinin ve etkinliğinin korunmasına verilen önemi gösterir.

8. Tutukevindeki Koşullara İlişkin Haklar

Tutukevinde bulunan kişilerin, özgürlüklerinden mahrum bırakılmalarına rağmen, insan onuruna uygun koşullarda barınma ve yaşam hakları güvence altına alınmıştır. Bu haklar, uluslararası insan hakları standartları ve ulusal mevzuatla korunmaktadır.

  • İnsan Onuruna Uygun Koşullar: İnfaz yer ve koşullarının insan onuruna uygun olması esastır. Hükümlü ve tutuklunun insan onuruna aykırı veya kötü koşullarda tutulması, onların ıslahı veya topluma kazandırılması amacına aykırıdır. Bu kapsamda, kapasitenin üzerinde koğuşlarda barındırılmama, koşulları bulunmadıkça tek kişilik hücrelere konulmama hakları vardır. Barınma yerlerinin ısı, ışık, havalandırma gibi fiziki koşullarının uluslararası standartlara uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
  • Sağlık Hakkı: Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmetlerine erişim hakkı vardır. Cezaevi yetkilileri, tutuklu/hükümlülerin özel beslenme gereksinimlerini (dini inançlar, sağlık sorunları vb.) dikkate alarak uygun gıda sağlamakla yükümlüdür. Yaşlı veya sağlık sorunları bulunan tutukluların durumu, tutukluluk süresi veya cezanın infazı sırasında özel olarak değerlendirilebilir.
  • Beslenme Hakkı: Herkesin yeterli, güvenli, sağlıklı gıdaya kolayca ve sürdürülebilir şekilde ulaşma hakkı vardır. Bu hak, sağlık hakkıyla doğrudan ilişkilidir ve tutuklular için de geçerlidir.
  • Eğitim Hakkı: Tutukluların eğitim hakkı bulunur ve ceza infaz kurumlarındaki kütüphanelerden yararlanabilirler. Eğitim servisinden her türlü problemlerinde yardım talep edebilirler.
  • Süreli ve Süresiz Yayınlardan Yararlanma Hakkı: Kurum güvenliğini tehlikeye düşürmeyen, müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsamayan, mahkeme kararı ile yasaklanmamış olan her türlü kitap, dergi ve gazeteyi okuma hakkına sahiptirler. Eğitim ve öğretimine devam eden hükümlülerin ders kitapları denetime tabi tutulamaz.
  • Diğer Haklar: Tutukluların telefonla haberleşme, ziyaretçi kabul etme, mektup, faks, telgraf alma ve gönderme gibi iletişim hakları da vardır. Ayrıca, uğradıkları hak ihlallerini veya şikayetlerini resmi mercilere bildirme hakkına sahiptirler; bu bildirimler kurum personeli tarafından okunamaz veya denetime tabi tutulamaz. Anayasa'nın 18. maddesi uyarınca, hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve angarya yasaktır; bu ilke tutuklular için de geçerlidir. Bu hakların detaylı bir şekilde düzenlenmesi, devletin, özgürlükten yoksun bırakılan kişilerin temel insan haklarını koruma ve topluma yeniden kazandırılmalarını teşvik etme sorumluluğunu vurgular.
Hak Kategorisi Hak Açıklaması Yasal Dayanaklar
Bilgilendirilme Hakları Tutuklanma veya suçlanma nedenlerini öğrenme hakkı. Anayasa m.36, AİHS m.6/3-a, CMK ilgili maddeleri
Haklarını öğrenme (bilgilendirilme) hakkı. CMK, AİHS
Savunma Hakları Kanıtlara erişim hakkı. CMK m.153
Avukat yardımından yararlanma hakkı (müdafi seçimi ve zorunlu müdafilik). CMK m.149, m.150, m.101/3
Susma hakkı. Anayasa m.38/5, CMK m.147/1-c, AİHS m.6
Serbest Bırakılma ve İtiraz Hakları Kefaletle (güvenceyle) salıverilmeyi isteme hakkı. CMK ilgili maddeleri
Tutuklama kararına itiraz hakkı. AİHS m.5/3, Anayasa m.19/7, CMK m.101/5, m.104/2, m.267, m.268
İletişim ve Yaşam Koşulları Hakları Yakınlarıyla görüşme hakkı. Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik, CMK m.42
Tutukevindeki koşullara ilişkin haklar (sağlık, beslenme, eğitim, yayın, şikayet vb.). Anayasa m.18, m.19, m.38, İnfaz Kanunu, AİHS, İlgili Yönetmelikler

9. Sonuç

Tutuklanan kişinin bilgilendirilme, kanıtlara erişim, avukat yardımından yararlanma, susma, kefaletle salıverilme, yakınlarıyla görüşme ve tutukevindeki insani koşullara ilişkin hakları, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış temel haklardır. Özellikle zorunlu müdafilik halleri ve avukatla gizli görüşme hakkı, savunma hakkının etkinliğini artıran ve bireyin devlet karşısındaki konumunu güçlendiren kritik unsurlardır.

Bu hakların etkin biçimde kullanılabilmesi, yalnızca yasal düzenlemelerin varlığıyla değil, aynı zamanda uygulamadaki kararlılık ve denetim mekanizmalarının işlerliğiyle mümkündür. Uygulamada yaşanan ihlaller, tutuklama tedbirinin ölçülülük ilkesine aykırı şekilde uygulanmasına ve bireylerin hak arama özgürlüğünün zedelenmesine yol açmaktadır. Bu nedenle, hem kolluk kuvvetlerinin hem de yargı makamlarının tutuklama süreçlerinde hak ve özgürlük odaklı bir yaklaşımı benimsemeleri, hukuk devleti ilkesinin gereğidir.

    Kümüş & Yüksel Partners Logo

İletişim

E-Posta: info@kypartners.av.tr

© 2024-2025 Tüm hakları saklıdır | KY Partners