MÜŞTEREK KONUTUN EŞLERDEN BİRİNE TAHSİS EDİLMESİ
Müşterek konut, aile yaşamının merkezinde yer alan, eşlerin ve varsa çocukların birlikte yaşadığı, günlük hayatlarını sürdürdüğü ve hem mutlu hem de zorlu anları paylaştığı bir mekândır. Bu konut, ailenin temel ihtiyaçlarını karşılayan, barınma ve özel yaşamın devam ettiği bir alan olarak kabul edilir. Aile konutu olarak nitelendirilen müşterek konut, eşlerin evlilik birliği süresince birlikte kullandıkları ve yaşamlarını idame ettirdikleri bir yerdir. Bu konut, eşlerin mülkiyet durumuna göre kiralık olabileceği gibi, eşlerden birine veya her ikisine ait de olabilir. Hatta eşlerden birinin yakınına ait bir konut da aile konutu olarak kullanılabilir. Hukuki açıdan, konutun kiralık olması veya mülkiyetinin eşlerden birine ait olması, aile konutu statüsünü değiştirmez. Her durumda, aile konutu olarak kabul edilen bu mekân, Medeni Kanun tarafından özel bir koruma altına alınmıştır.
1. Aile Konutunun Hukuki Statüsü ve Sağladığı Haklar
Aile konutu, Medeni Kanun'un 194. maddesinde düzenlenmiş olup, eşlerin bu konut üzerindeki hakları ve sorumlulukları belirlenmiştir. Bu maddeye göre, aile konutu olarak kullanılan taşınmaz veya kiralık konut üzerinde eşlerden biri, diğer eşin açık rızası olmadan herhangi bir tasarrufta bulunamaz. Bu tasarruflar arasında konutun satılması, devredilmesi, kira sözleşmesinin feshedilmesi veya konut üzerindeki hakların sınırlandırılması gibi işlemler yer alır. Eşlerden biri, diğer eşin rızası olmadan bu tür işlemlerde bulunursa, yapılan işlemler hukuken geçersiz sayılır.
Aile konutunun korunması amacıyla, konutun tapu kütüğüne "aile konutu" şerhi düşülebilir. Bu şerh, konutun aile konutu olarak kullanıldığını gösterir ve eşlerden birinin diğerinin rızası olmadan konut üzerinde tasarrufta bulunmasını engeller. Ayrıca, aile konutu kiralık ise, kira sözleşmesinin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bir bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelebilir ve bu durumda her iki eş de kira yükümlülüğünden müteselsilen sorumlu olur.
2. Boşanma ve Ayrılık Davalarında Müşterek Konutun Tahsisi
Boşanma ve ayrılık davalarında, mahkeme tarafından eşlerin barınma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla geçici önlemler alınır. Bu önlemler arasında, müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesi de yer alır. Medeni Kanun'un 169. maddesi uyarınca, boşanma veya ayrılık davası açıldığında, mahkeme eşlerin barınma, geçim, mal yönetimi ve çocukların bakımı gibi konularda geçici önlemler alır. Bu önlemler, davanın sonuçlanmasına kadar geçerli olur.
Müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesi kararı, genellikle ekonomik veya sosyal açıdan daha zayıf durumda olan eş lehine verilir. Özellikle kadınlar, boşanma sürecinde ekonomik olarak güçsüz olmaları, çocukların velayetinin kendilerine verilmesi veya toplumsal yaşamda barınacak başka bir yerlerinin bulunmaması gibi nedenlerle müşterek konutun tahsisinden yararlanabilirler. Mahkeme, bu tür durumlarda müşterek konutun kadına tahsis edilmesine karar verebilir.
Müşterek konutun tahsisi, boşanma davası süresince geçici bir önlem olarak uygulanır. Bu süre zarfında, konutun tahsis edildiği eş, konutta yaşama hakkına sahip olur ve diğer eşin konutu kullanma hakkı kısıtlanır. Tahsis kararı, özellikle çocukların velayetinin verildiği eş lehine verilir. Çünkü çocukların mevcut yaşam standartlarını korumak ve onların barınma ihtiyaçlarını karşılamak, mahkemenin öncelikli hedefleri arasındadır.
3. Müşterek Konutun Tahsisine İlişkin Kararın Verilmesi
Müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesi kararı, mahkeme tarafından davanın özelliklerine ve tarafların durumuna göre verilir. Bu karar, özellikle boşanma veya ayrılık davalarında sıkça başvurulan bir geçici önlemdir. Mahkeme, müşterek konutun tahsisine karar verirken, tarafların ekonomik durumlarını, çocukların velayetini, eşlerin barınma ihtiyaçlarını ve diğer sosyal faktörleri dikkate alır.
- 3.1. Boşanma Davalarında Müşterek Konutun Tahsisi
- 3.2. Ayrılık Davalarında Müşterek Konutun Tahsisi
- 3.3. Uzaklaştırma Kararı ve Müşterek Konutun Tahsisi
Boşanma davalarında, müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesi kararı sıkça görülür. Özellikle çekişmeli boşanma davalarında, tarafların barınma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla mahkeme tarafından bu tür önlemler alınır. Boşanma davalarının uzun sürmesi nedeniyle, bu süre zarfında eşlerin ve çocukların barınma ihtiyaçlarının güvence altına alınması önemlidir. Mahkeme, müşterek konutun tahsisine ilişkin kararı verirken, eşlerin ekonomik durumlarını, çocukların velayetini ve diğer sosyal faktörleri göz önünde bulundurur.
Ayrılık davaları, eşlerin evlilik birliğini geçici olarak askıya aldıkları davalardır. Bu davalarda da, boşanma davalarında olduğu gibi, mahkeme tarafından eşlerin barınma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla geçici önlemler alınır. Ayrılık davası süresince, müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesi kararı verilebilir. Bu karar, özellikle ekonomik açıdan daha zayıf olan eş lehine verilir.
Uzaklaştırma kararı, aile içi şiddetin önlenmesi amacıyla verilen bir tedbir kararıdır. Bu karar, özellikle kadına yönelik şiddet vakalarında sıkça başvurulan bir yöntemdir. Uzaklaştırma kararı, eşler arasında boşanma veya ayrılık davası olmasa dahi verilebilir. Bu karar kapsamında, şiddet uygulayan eşin müşterek konuttan uzaklaştırılması ve konutun diğer eşe tahsis edilmesi talep edilebilir. Mahkeme, bu tür durumlarda müşterek konutun kadına tahsis edilmesine karar verebilir.
4. Konut Tahsis Kararının Alınması
Müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesine ilişkin kararlar, genellikle boşanma veya ayrılık davaları sırasında mahkeme tarafından verilir. Boşanma veya ayrılık davası açıldığında, davayı gören mahkeme, eşlerin barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla geçici önlemler alır. Bu önlemler kapsamında, müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesine karar verilebilir. Mahkeme, bu kararı verirken eşlerin ekonomik durumlarını, çocukların velayetini ve diğer sosyal faktörleri dikkate alır.
Eğer eşler arasında boşanma veya ayrılık davası açılmamışsa, ancak aile içi şiddet gibi acil durumlar söz konusuysa, uzaklaştırma kararı kapsamında aile mahkemesine başvurularak konutun tahsisi talep edilebilir. Aile mahkemesi, gerekli şartların varlığı halinde müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesine karar verebilir. Acil durumlarda, savcılık veya kolluk kuvvetleri aracılığıyla da geçici tahsis kararı alınabilir.
5. Tahsis Edilen Konutun Satılması
Müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesi, geçici bir hukuki koruma önlemidir ve mülkiyet hakkını etkilemez. Bu nedenle, tahsis kararı verilmiş olsa bile, konutun mülkiyetine sahip olan kişi (eşlerden biri veya üçüncü bir kişi), konutu satma veya devretme hakkına sahiptir. Örneğin, eşlerin kiralık bir konutta yaşadığını ve boşanma davası sırasında konutun kadına tahsis edildiğini varsayalım. Bu durumda, ev sahibi konutu satabilir veya başka bir kişiye devredebilir. Tahsis kararı, mülkiyet hakkını sınırlamaz.
Ancak, müşterek konut eşlerden birine aitse ve aile konutu şerhi tapu kütüğüne işlenmişse, diğer eşin rızası olmadan konutun satılması veya devredilmesi mümkün değildir. Aile konutu şerhi, konutun eşlerden biri tarafından tek başına tasarruf edilmesini engeller. Eğer eşlerden biri, diğer eşin rızası olmadan konutu satmaya kalkışırsa, bu işlem hukuken geçersiz sayılır ve malik olmayan eş, tapu iptali ve tescil davası açabilir.
6. Tahsis Edilen Konutun Kiralanması
Müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesindeki temel amaç, boşanma veya ayrılık sürecinde dezavantajlı durumda olan eşin barınma ihtiyacını karşılamaktır. Bu nedenle, tahsis edilen konutun amacına uygun şekilde kullanılması gerekir. Eğer tahsis edilen eş, konutta yaşamayıp başka bir yere taşınırsa veya konutu başka kişilere kiralamaya kalkışırsa, mahkeme tahsis kararını kaldırabilir.
Bu durumda, diğer eş, boşanma davasının görüldüğü mahkemeye veya uzaklaştırma kararının verildiği mahkemeye başvurarak tahsis kararının kaldırılmasını talep edebilir. Mahkeme, tahsis kararını her zaman kaldırma yetkisine sahiptir, özellikle de konutun amacına uygun kullanılmadığı tespit edilirse.
7. Tahsis Durumunda El Atmanın Önlenmesi
El atmanın önlenmesi davası, bir taşınmaz üzerinde haksız işgal veya kullanım söz konusu olduğunda açılır. Ancak, müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesi, yasadan kaynaklanan bir hak olduğu için haksız bir kullanım olarak değerlendirilemez. Bu nedenle, tahsis edilen eşin konutta yaşaması, diğer eşin mülkiyet hakkını ihlal etmez.
Örneğin, müşterek konut eşlerden birine ait olsa bile, mahkeme tarafından diğer eşe tahsis edilmişse, malik olan eş el atmanın önlenmesi davası açamaz. Tahsis kararı, boşanma veya ayrılık sürecinde geçici bir önlem olduğu için, mülkiyet hakkını ortadan kaldırmaz ancak konutun kullanım hakkını belirli bir süre için tahsis edilen eşe verir.
8. Tahsis Durumunda Ecrimisil
Ecrimisil, bir taşınmazın haksız kullanımı nedeniyle istenen tazminattır. Ancak, müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesi, yasal bir hak olduğu için haksız kullanım olarak kabul edilmez. Bu nedenle, boşanma davası süresince tahsis edilen konutun kullanımından dolayı ecrimisil talebinde bulunmak mümkün değildir.
Ecrimisil talebi, ancak tahsis kararının kaldırılmasından sonra veya boşanma davasının sona ermesinden itibaren gündeme gelebilir. Örneğin, boşanma davası sona erdikten sonra tahsis edilen eş konutta kalmaya devam ederse, bu durumda ecrimisil talebinde bulunulabilir.
9. Sonuç
Müşterek konutun eşlerden birine tahsis edilmesi, boşanma veya ayrılık süreçlerinde sıkça başvurulan bir hukuki önlemdir. Bu karar, özellikle ekonomik veya sosyal açıdan dezavantajlı durumda olan eşin barınma ihtiyacını karşılamayı amaçlar. Tahsis kararı, geçici bir önlem olup mülkiyet hakkını etkilemez. Ancak, aile konutu şerhi gibi koruyucu önlemlerle, konutun tek taraflı tasarrufu engellenebilir. Tahsis sürecinde ortaya çıkabilecek hukuki sorunlar, mahkeme tarafından değerlendirilir ve tarafların hakları korunur.