AGREEMENT FOR LIFELONG CARE
With the increase in human lifespan and the transformation of traditional family structures, the number of individuals requiring continuous care due to old age, chronic health issues, or special needs is steadily growing. This societal reality further underscores the importance of a specific legal instrument known as the "agreement for lifelong care". This agreement is a bilateral legal contract wherein an adult in need of care (the care recipient) transfers specific assets to another person (the care provider) in exchange for the latter's commitment to provide affectionate care, fully meet all basic and special needs, and ensure the overall well-being of the care recipient throughout their life. This contract not only secures the future of the individual in need of care, both materially and emotionally, but also aims to offer a certain economic benefit to the care provider in return for the significant responsibility undertaken.
Detailed within Articles 611 to 619 of the Turkish Code of Obligations, the unique legal structure, conditions for validity, rights and obligations of the parties, grounds for termination, and particularly the complex relationship with inheritance law significantly distinguish this contract from other ordinary types of agreements. This article will delve deeply into all aspects of the agreement for lifelong care, highlighting potential issues in practice and possible solutions.
1. The Profound Meaning of the Agreement for Lifelong Care: An Act of Trust and Support
The agreement for lifelong care transcends a mere commercial relationship based on the transfer of assets; it also embodies a deep bond of trust and human support. The care recipient, often at a challenging stage of life, requires someone to provide both material and emotional support. This agreement establishes a legal connection with an individual capable of meeting this need, ensuring that they will not be alone and that their requirements will be met for the remainder of their life.
The care provider, on the other hand, assumes a significant responsibility through this agreement. This responsibility extends beyond merely meeting material needs to encompass emotional support, companionship, health monitoring, and personal care. Consequently, it is expected that the care provider is both financially and emotionally prepared when undertaking this duty, and demonstrates patience and selflessness throughout this potentially lengthy and demanding process.
2. Formal Elements and Conditions for Validity of the Agreement for Lifelong Care
The agreement for lifelong care holds particular significance within the Turkish legal system, and its validity is subject to specific formal elements and substantive conditions. These conditions are meticulously regulated to protect the rights of the parties, prevent potential disputes, and ensure the legal security of the agreement.
- 2.1. Formal Elements of the Agreement
- Presence of a Notary Public: The agreement must be drawn up by a competent notary public. The notary identifies the parties, ascertains that their wills are freely expressed, prepares the text of the agreement, and reads it to the parties.
- Two Witnesses: The presence of two witnesses is mandatory during the execution of the agreement, in addition to the parties. These witnesses must be adults, of sound mind, not related to the testator (care recipient) by blood or marriage, and must not have any interest in the agreement. After the notary reads the agreement, the witnesses declare that the parties' statements were made in their presence and that they signed the agreement of their own free will, and then they sign the agreement themselves.
- Signature: The text of the agreement is signed by the care recipient, the care provider, the notary, and the two witnesses present. The signatures indicate that the parties and the witnesses accept the content of the agreement.
- 2.2. Exception for Agreements Made with State-Recognized Care Institutions
- 2.3. Legal Capacity of the Parties
- 2.4. Free and Healthy Will of the Parties
- 2.5. Subject Matter of the Agreement
- 2.6. Principle of Reciprocity
- 2.7. Ownership of the Assets by the Care Recipient
- Bakım Alacaklısı: Genellikle ileri yaşta, fiziksel veya zihinsel sağlık sorunları olan, günlük işlerini kendi başına görmekte zorlanan ve bu nedenle sürekli yardıma ihtiyaç duyan bir bireydir. Bakım alacaklısının temel motivasyonu, yaşamının geri kalanında onurlu bir şekilde yaşamak, ihtiyaçlarının karşılanacağından emin olmak ve yalnızlık hissini azaltmaktır. Mal varlığını devretme kararı, genellikle bu güvenceyi elde etme arzusundan kaynaklanır.
- Bakım Borçlusu: Bu rolü üstlenen kişi, genellikle bakım alacaklısıyla yakın bir akrabalık ilişkisi içinde olabileceği gibi, tamamen yabancı bir kişi veya bir tüzel kişilik (bakım kuruluşu) de olabilir. Bakım borçlusunun motivasyonları çeşitlilik gösterebilir. Ailevi bağlar, sevgi, minnet duygusu gibi insani nedenlerin yanı sıra, devredilecek mal varlığına sahip olma beklentisi de bu kararda etkili olabilir. Tüzel kişiler için ise bu, bir hizmet sunma ve ekonomik kazanç elde etme faaliyetidir.
- Yalnız Yaşayan Yaşlı Bir Akraba: Çocukları farklı şehirlerde veya ülkelerde yaşayan, yalnız ve bakıma muhtaç bir teyze, yeğeniyle ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaparak evini ona devreder ve karşılığında yeğeninin kendisine ömrü boyunca bakmasını sağlar.
- Hasta Bir Eş: Uzun süredir ciddi bir hastalıkla mücadele eden bir eş, diğer eşine olan minnetini ve geleceğini güvence altına alma arzusunu göstermek amacıyla, sahip oldukları ortak konutu veya diğer mal varlıklarını ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle ona devreder.
- Çocuksuz Bir Çiftin Anlaşması: Çocukları olmayan yaşlı bir çift, ilerleyen yaşlarında birbirlerine bakmakta zorlanacaklarını öngörerek, güvendikleri genç bir komşularıyla ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapar ve karşılığında belirli mal varlıklarını onlara bırakmayı vadeder.
- Bakım Kuruluşu ile Yapılan Sözleşme: Yaşlı ve bakıma muhtaç bir kişi, özel bir bakım kuruluşuyla ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaparak, belirli bir ücret karşılığında ömrünün sonuna kadar profesyonel bakım hizmeti almayı garantiler. Bu durumda, devredilen mal varlığı genellikle gelecekteki bakım masraflarını karşılamaya yöneliktir.
- Aile Dostu ile Yapılan Anlaşma: Yalnız ve bakıma muhtaç bir kişi, uzun yıllardır kendisine destek olan bir aile dostuyla ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaparak, minnettarlığını ifade etmek ve gelecekteki bakımını güvence altına almak ister.
- Tarafların Karşılıklı Anlaşması (İkale): Her iki tarafın da özgür iradeleriyle varacakları bir anlaşma ile sözleşme her zaman sonlandırılabilir. Bu durumda, devredilen mal varlığının ne şekilde iade edileceği veya tazminat ödenip ödenmeyeceği gibi hususlar da taraflarca belirlenir. Kanun, bu tür bir sona erme için adi yazılı şekli yeterli görmektedir.
- Bakım Borçlusunun Ölümü: Bakım borçlusunun vefatı, sözleşmeyi kendiliğinden sona erdirmez. Ancak, Türk Borçlar Kanunu'nun 618. maddesi, bu durumda bakım alacaklısına bir yıl içinde sözleşmeyi feshetme hakkı tanır. Bu hak, bakım borçlusunun mirasçılarının bakımı aynı şekilde devam ettiremeyebileceği veya bakım alacaklısının yeni bir düzenleme yapmak isteyebileceği düşüncesiyle tanınmıştır.
- Bakım Borçlusunun İflası: Bakım borçlusunun mali olarak iflas etmesi durumunda, bakım alacaklısı, sözleşmede belirlenen anapara değeri üzerinden alacağını iflas masasına kaydettirebilir ve bu alacağını öncelikli olarak talep edebilir. Bu durum, bakım alacaklısının ekonomik çıkarlarını korumayı amaçlar.
- Sözleşmeden Dönme (Cayma): Türk Borçlar Kanunu'nun 616. ve 617. maddeleri, belirli şartların oluşması halinde taraflara sözleşmeden dönme hakkı tanır. Özellikle edimler arasında önemli bir orantısızlık varsa ve bu orantısızlığın bağışlama niyetiyle verilmediği ispatlanamazsa, dengesizliği fark eden taraf altı aylık bir ihbar süresiyle sözleşmeyi sonlandırabilir. Ayrıca, karşı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal etmesi veya sözleşmenin devamını çekilmez kılan başka önemli nedenlerin ortaya çıkması halinde, taraflar ihbarsız olarak da sözleşmeyi feshedebilirler. Bu durumda, kusurlu taraf aldığı mal varlığını iade etmek ve diğer tarafın zararını tazmin etmekle yükümlü olabilir.
- Mirasçıdan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) İddiası: Uygulamada en sık karşılaşılan sorunlardan biri, mirasçıların, miras bırakanın gerçek iradesinin ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmak değil, aslında mal varlığını mirasçılardan kaçırmak amacıyla bir bağış işlemi gerçekleştirmek olduğu iddiasıdır. Bu durumda, mirasçılar "muris muvazaası" (miras bırakanın danışıklı işlemi) davası açarak, sözleşmenin geçersizliğini ve devredilen tapunun iptalini talep edebilirler. Mahkemeler, bu tür davalarda miras bırakanın yaşı, sağlık durumu, devredilen mal varlığının büyüklüğü, taraflar arasındaki ilişki, bakım ihtiyacının gerçekliği ve devrin karşılıksız olup olmadığı gibi bir dizi faktörü titizlikle değerlendirirler. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşik içtihatları, miras bırakanın asıl amacının belirlenmesinde büyük önem taşır. Eğer mahkeme, miras bırakanın gerçek amacının bakım sağlamak değil de mal kaçırmak olduğuna kanaat getirirse, sözleşmeyi geçersiz sayabilir.
- Saklı Pay İhlali ve Tenkis Davası: Türk Medeni Kanunu, bazı yakın mirasçılara (altsoy, eş, anne ve baba) miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü kısıtlayan "saklı pay" adı verilen belirli bir miras payı tanır. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi nedeniyle, miras bırakanın mal varlığının önemli bir bölümünü veya tamamını devretmesi durumunda, bu saklı pay sahibi mirasçıların yasal miras payları ihlal edilebilir. Bu durumda, ihlal edilen saklı paylarını geri alabilmek için "tenkis davası" açma hakları doğar. Tenkis davası sonucunda mahkeme, mirasçının saklı payını tamamlayacak şekilde, bakım borçlusuna yapılan devrin bir kısmının iadesine karar verebilir. Bu tür davalarda, devredilen mal varlığının değeri ile bakım borçlusunun sunduğu bakım hizmetlerinin değeri arasındaki denge de mahkeme tarafından gözetilir.
- Bakımın Kapsamının Açıkça Belirtilmesi: Sözleşmede, bakım borçlusunun hangi konularda (iaşe, ibate, sağlık, kişisel bakım, refakat vb.) ve ne sıklıkta bakım sağlayacağı detaylı bir şekilde tanımlanmalıdır. Belirsizlikler, ileride farklı yorumlara ve anlaşmazlıklara yol açabilir.
- Mal Varlığının Değerinin Tespiti: Devredilecek mal varlığının güncel piyasa değeri doğru bir şekilde belirlenmeli ve sözleşmede açıkça ifade edilmelidir. Bu, ileride mirasçılarla yaşanabilecek olası ihtilaflarda önemli bir kanıt teşkil edebilir.
- Karşılıklılık İlkesinin Gözetilmesi: Sözleşmede, devredilen mal varlığı ile üstlenilen bakım yükümlülükleri arasında makul bir denge olmasına özen gösterilmelidir. Aşırı bir orantısızlık, mirasçılar tarafından muvazaa iddiasının ileri sürülmesine zemin hazırlayabilir.
- Tarafların Gerçek Niyetlerinin Açıkça İfade Edilmesi: Sözleşmede, tarafların bu anlaşmayı yapmaktaki gerçek amaçları ve niyetleri net bir şekilde belirtilmelidir. Özellikle bakım alacaklısının neden ailesi yerine başka bir kişiyle bu sözleşmeyi yaptığına dair makul açıklamalar yer alması, muvazaa iddialarını zayıflatabilir.
- Profesyonel Hukuki Destek Alınması: Böylesine karmaşık ve hukuki sonuçları ağır olan bir sözleşme hazırlanmadan önce mutlaka uzman bir avukattan hukuki danışmanlık almak, ileride yaşanabilecek olası sorunların önüne geçmek açısından hayati önem taşır. Avukat, sözleşmenin yasalara uygun bir şekilde hazırlanmasına yardımcı olacak ve tarafların haklarını koruyacaktır.
- Tanıkların Seçimi ve Rolü: Miras sözleşmesi şeklinde yapılacaksa, seçilecek tanıkların taraflarla herhangi bir çıkar ilişkisinin olmaması ve sözleşmenin yapıldığına şahitlik edebilecek bağımsız kişiler olması önemlidir. Tanıkların kimlikleri ve adresleri sözleşmede açıkça belirtilmelidir.
- Sözleşmenin Uygulanması Sürecinde İletişim: Sözleşme yürürlüğe girdikten sonra, taraflar arasında düzenli ve açık iletişim kurulması, olası sorunların erken tespit edilmesine ve çözülmesine yardımcı olur. Bakım alacaklısının ihtiyaçları ve beklentileri zamanla değişebileceğinden, sözleşmenin belirli aralıklarla gözden geçirilmesi ve gerekirse güncellenmesi faydalı olabilir.
- Sözleşmeye Sona Erme Şartları Eklenmesi: Taraflar, belirli koşulların gerçekleşmesi halinde (örneğin bakım borçlusunun uzun süreli hastalığı veya mali zorlukları) sözleşmenin nasıl sona ereceğine dair hükümler ekleyebilirler. Bu, beklenmedik durumlar karşısında her iki tarafın da haklarını koruyabilir.
Article 612 of the Turkish Code of Obligations stipulates a special formal requirement for the validity of the agreement for lifelong care: "it must be made in the form of an inheritance contract". This provision mandates that the agreement must be established not in simple written or oral form, but in accordance with the provisions governing inheritance contracts as regulated in the Turkish Civil Code. In practice, an inheritance contract is largely executed in the form of an official will before a notary public.
The official will is detailed in Article 545 et seq. of the Turkish Civil Code. Accordingly, for an agreement for lifelong care to be executed in the form of an official will, the following elements must be present:
Agreements for lifelong care that are not executed in the form of an official will, for example, those made only in simple written form, are legally invalid according to the explicit provision of the Turkish Code of Obligations. Failure to comply with this formal requirement results in the agreement being void from the outset, and the parties cannot assert any rights or obligations based on it.
Considering certain special circumstances, the legislator has provided an exception to the official form requirement for agreements for lifelong care. According to the second paragraph of Article 612 of the Turkish Code of Obligations, if the agreement for lifelong care is made by a state-recognized care institution (such as a nursing home or elderly care center) in compliance with the conditions determined by the competent authorities, then written form is sufficient, and it is not mandatory to execute it in the form of an inheritance contract. This exception has been introduced due to the increasing prevalence of institutional care services and the fact that such institutions are subject to certain standards. However, for this exception to apply, the agreement must genuinely be made with a state-recognized care institution, and other conditions stipulated by the relevant legislation must also be met.
The parties to the agreement, the care recipient and the care provider, must be of sound mind and of legal age (having completed eighteen years) to understand the meaning and consequences of the agreement. Furthermore, there should be no legal limitations on the parties' capacity to act legally, such as being under guardianship. Agreements made by individuals lacking legal capacity are generally invalid or become valid with the approval of their legal representatives.
The agreement must be established with the free and healthy will of the parties. If there are vitiating factors such as mistake, fraud, duress, or coercion, the agreement may be annulled. The age, illness, or difficult circumstances of the care recipient, in particular, may increase the risk of their will being formed under pressure or as a result of misdirection. Therefore, it is important for the notary and the witnesses to ensure that the parties freely express their wills.
The subject matter of the agreement for lifelong care consists of the care recipient's commitment to transfer specific assets or certain asset values to the care provider, and the care provider's obligation to care for, look after, and meet the needs of the care recipient throughout their life. The subject matter of the agreement must be clear, specific, or determinable. Additionally, it is a fundamental condition for validity that the subject matter of the agreement is not contrary to law and morality.
The agreement for lifelong care is an onerous (reciprocal) contract. That is, one party's performance (transfer of assets) is in exchange for the other party's counter-performance (obligation to provide care). A reasonable balance is expected between the performances. An excessive imbalance may provide grounds for allegations of collusion by the heirs, especially. In such cases, courts will assess the value of the transferred assets and the scope and value of the care obligations undertaken.
The assets that are the subject of the agreement and are committed to be transferred must belong to the care recipient at the time the agreement is established. A commitment to transfer assets belonging to third parties is not legally valid.
3. Sözleşmenin Taraflarının Daha Yakından Tanınması
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin tarafları arasındaki ilişki, sadece hukuki bir bağ değil, aynı zamanda kişisel ve duygusal boyutları da olan karmaşık bir etkileşimdir.
Taraflar arasındaki ilişkinin niteliği, sözleşmenin uygulanması sürecinde büyük önem taşır. Karşılıklı saygı, anlayış, sabır ve iletişim, olası sorunların önlenmesi ve sözleşmenin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için hayati öneme sahiptir. Özellikle aile içi ilişkilerde kurulan bu tür sözleşmelerde, diğer aile üyelerinin tutumları ve beklentileri de süreci etkileyebilir.
4. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Uygulanmasına Dair Senaryolar
Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri, çok çeşitli şekillerde karşımıza çıkabilir. İşte bazı olası senaryolar:
Bu senaryolar, ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin ne kadar çeşitli durumlarda ve farklı motivasyonlarla kurulabileceğini göstermektedir.
5. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Sona Erme Nedenlerinin Detaylı Analizi
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, doğal olarak bakım alacaklısının vefatıyla sona erer. Ancak bunun dışında da çeşitli sona erme halleri bulunmaktadır:
6. Miras Hukuku ile Çatışma Alanları: Muvazaa ve Tenkis Davalarının Derinlemesine İncelenmesi
Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin en karmaşık yönlerinden biri, miras hukuku ile olan potansiyel çatışma alanlarıdır. Özellikle mal varlığının devri söz konusu olduğunda, mirasçıların yasal hakları sıklıkla gündeme gelir ve bu durum çeşitli hukuki ihtilaflara yol açabilir.
7. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Yaparken Dikkat Edilmesi Gereken Pratik Hususlar ve Sözleşme Taslağı İpuçları
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmaya karar veren tarafların, ileride olası anlaşmazlıkları önlemek ve sözleşmenin amacına uygun bir şekilde yürütülmesini sağlamak için bir dizi pratik hususu dikkate almaları önemlidir:
8. Karşılaştırmalı Hukuk Perspektifi
Ölünceye kadar bakma sözleşmesine benzer hukuki düzenlemeler, farklı hukuk sistemlerinde de mevcuttur. Örneğin, bazı Avrupa ülkelerinde "yaşlılık aylığı sözleşmeleri" veya "hayat boyu intifa hakkı anlaşmaları" gibi kavramlar, benzer amaçlara hizmet etmektedir. Bu düzenlemeler genellikle, yaşlı veya bakıma muhtaç kişilerin maddi güvencelerini sağlarken, onlara ömür boyu destek olacak kişileri teşvik etmeyi amaçlar. Ancak, her ülkenin yasal sistemi ve kültürel yapısı farklı olduğundan, bu tür sözleşmelerin detayları ve uygulanış biçimleri de farklılık gösterebilir.
9. Etik Değerlendirmeler ve Potansiyel İstismarlar
Ölünceye kadar bakma sözleşmeleri, her ne kadar iyi niyetli amaçlarla kurulsa da, etik açıdan bazı riskleri de barındırabilir. Özellikle yaşlı ve savunmasız kişilerin mal varlıklarını devretmeleri söz konusu olduğunda, bakım borçlusunun kötü niyetli davranışları veya ihmali potansiyel bir sorun teşkil edebilir. Bu nedenle, bu tür sözleşmelerin kurulması ve uygulanması sürecinde, bakım alacaklısının haklarının korunması ve olası istismarların önlenmesi için gerekli yasal güvencelerin sağlanması büyük önem taşır. Mahkemeler, bu tür davalarda sadece hukuki delilleri değil, aynı zamanda tarafların dürüstlük kuralına uygun davranıp davranmadıklarını da titizlikle incelerler.
10. Sonuç
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakıma muhtaç bireyler için önemli bir yaşam boyu destek ve güvence mekanizması sunarken, karmaşık hukuki boyutları ve potansiyel riskleri de içeren bir anlaşmadır. Bu nedenle, bu tür bir sözleşme yapmaya karar veren tüm tarafların, sözleşmenin tüm hükümlerini dikkatlice incelemeleri, hak ve yükümlülüklerini tam olarak anlamaları ve mutlaka uzman bir avukattan hukuki rehberlik almaları hayati önem taşır. Bilinçli bir karar verme süreci ve hukuki destek, ileride yaşanabilecek olası anlaşmazlıkların önlenmesine ve sözleşmenin amacına uygun bir şekilde yürütülmesine katkı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, bu tür bir sözleşme sadece hukuki bir işlem değil, aynı zamanda insani değerleri ve karşılıklı güveni de içeren uzun soluklu bir ilişkidir.